Muzaffer Özgür
Bu yazımda, zılgıtlarımızın (tîlîlî) hiçbir zaman kaybolmadan yükselmesine katkıda bulunan ve düğünlerimizde Kürt gelenek-göreneklerinin, müziğinin, meydan tiyatrosunun, halk oyunlarının, kısaca folklorunun yaşatılmasında ve gelecek kuşaklara aktarılmasında büyük rol oynayan Kutluhan (Kutlıcamî) köyünü ve onun gerçeklerini tanıtacağım.
Kutluhan'a defalarca gittim. Bana her zaman ezgili bir ortam gibi geldi. Dağların arasına sıkışmışlığı, yoksulluğu beni hep Kürt coğrafyasına alıp götürdü. Bunu kendi köyümde ya da çevre köylerde hissetmezdim. Kutluhan’da melodik bir duygu sarardı beni, heyecanlanır, tanıdığım sanatçılardan hemen bir klasik eser çalmalarını isterdim. Kutluhan, Ankara'nın Haymana ilçesine bağlı 40-50 hanelik bir yerleşim birimidir. Haymana'ya 35, Ankara'ya 75 km uzaklıktadır. Köye, Ankara'dan Bumsuz köyüne kadar asfalt yolla ulaşılır. Anayola 3 km’lik bir stabilize yolla bağlanır. Adını, yanındaki cami ve türbe harabelerinden alır. Köylülerin geçim kaynakları tarım, hayvancılık ve en önemlisi de sanatçılıktır. Erkekler, Mayıs-Ekim ayları arasında bölgede yaşayan Kürt topluluğunun düğün törenlerinde müzisyenlik yaparlar. Çalışma alanları Cihanbeyli'den Bala'ya, Kulu'dan Yunak-Haymana'ya kadar geniştir. Ayrıca bu işin uzmanları, Ankara'daki düğün salonlarında ve müzik stüdyolarında da çalışırlar.
Kutluhan’da erkek çocuklar bu işi daha küçük yaşlarda öğrenmeye başlar. Melodi, ritim ve yorumla sanatlarını geliştirirler. Bu dersler pratiktir. Evde başlar. Kulu-Haymana-Cihanbeyli çevrelerinde Kutluhan'dan sanatçı getirmek bir kültür seviyesi göstergesi olarak kabul edilir. Eğitim-öğretim oranının yüksek olduğu köylerde gençlik, Kutluhan sanatçıları olmazsa düğüne katılmak istemez. Bazı köylerde Kutluhan sembolleşmiştir.
Düğün yapacak aile önceden karar vermişse Kutluhan'a gidip sanatçılarla pazarlık yapıp anlaşmak zorundadır. Kapora ödenerek iş bağlanır. Kutluhan’da bahar ve yaz ayları cıvıl cıvıldır. Sezona iyi başlamak için müzik aletleri, parçalar yenilenir. Müşteri beklenir...
Kutluhan'a gittiğimde her zaman bir hareketlilik gözledim. Anayoldan köye döndüğümüzde aracımızı gören köylülerde bir heyecan olurdu. Köye yaklaştıkça her şey netleşir. Duvar dipleri, köşe başları, merdivenler, çeşme başları ve yol kenarları müşteri bekleme yerleridir. Koşarak yolumuzu kesip konuşmak isteyenler hep olurdu. "Hûn bi xêr hatin. Em ji we ra werin. Ez û hevalê min xaş lêdixin." gibi sözlerle bizimle anlaşma yapmaya çalışan insanlar olurdu. Sorduğumda, bu işlemin her gelen için yapıldığını söylediler. Müşteri kazanmanın bir yoluymuş.
Kutluhan'da uzman (bana göre zurna çalmada kendi alanında ünlü Mozart, Beethoven, Arif Sağ, Orhan Gencebay gibi ünlü) Haydo’dur. Yaşlı kurt ünüyle İç Anadolu Kürtleri arasında çok iyi tanınır. Son yüzyılın değerlerini zurnasından melodik bir sevdayla hayata bağlar.
Haydo bana hep Kürt klasiklerini hatırlatır. Memê Alan, Meryem Xan, Cizrevî kardeşler vs. Ondan İç Anadolu Kürtlerinin klasikleri olan "Qamişê Qul, Vay Wanê" gibi eserleri dinlediğimde, özgürlüğün doruğuna ulaşılması gerektiğini daha iyi anlıyordum. Haydo, kendisinden sonra yerini dolduracak bir kadro oluşturmuş. Oğulları ve yeğenleri bu işi 30 yıl daha sürdürebilirler.
Kutluhan’da müzisyenler arasında büyük bir rekabet vardır. Türkiye’de piyasaya çıkan kasetlerin müzikleri hemen algılanır ve repertuvarlarına eklenir. Zurnacılar bolca egzersiz yaparak yeteneklerini geliştirirler. Son yıllarda artan Kürt müziği çalışmaları bu insanların repertuvarlarını genişletmiştir. Klasiklerin yanı sıra, günümüzde çıkan tüm kasetlerin türkülerini hemen çalmayı bir görev bilirler.
Kutluhan’da Maistro Haydo’dur. Omo, Uso, Aydın, Ali, Haso da bu işin ustalarıdır. Bu insanların çoğu alkol alır. İş esnasında alkol aldıklarında yetenekleri artar.
Sanatçılarımız gittikleri yerlerde 3-5 gün kalır ve müzik yaparlar. İlişkide oldukları insanlarla, özellikle gençlerle, iç içe olurlar. Geçmişin sevda türkülerini, uzun havalarını ve halaylarını gençlere aktarırlar. Son yıllarda siyasal içerikli ezgiler de artmış ve sohbetlerde yer almaya başlamıştır. Bu işlem her gittikleri köyde devam eder. Böylece geçmişten günümüze bir köprü kurarak kültürümüzün yaşamasına katkıda bulunurlar.
Bence Kutluhan sanatçılarının önemi büyüktür. Örnek verecek olursak, Bala’nın Sofular köyünde halkın kültürel değerlerini bir sonraki durağı olan Cihanbeyli’nin Gölyazı kasabasına taşıyabilmektedirler. Sofular köyünde yaşanmış bir sevda ilişkisinin anlatıldığı türkü, bu yolla başka bir alana aktarılmakta ve kültürel birlik ile heyecan korunabilmektedir. Kulu Karacadağ’da oynanan bir halk oyunu, bir sonraki düğünde müziğiyle ve figürleriyle gençlere aktarılabilmektedir. Bunu defalarca, canlı olarak deneyimledim.
İç Anadolu Kürtleri; özellikle Cihanbeyli, Kulu, Bala, Koçhisar, Haymana Kürtleri, Haydo’ların, Ali’lerin, Omo’ların, Hüso’ların kolay yetişmediğini unutmamalıdırlar. Onların yaşam standartlarını yükseltmek ve onları kendilerinden bir parça olarak görmek zorundadırlar. Onların 3-5 günlük bir dost değil, tarihsel bağlarla bağlı, dünleri unutturmadan yarınları hazırlayan insanlar olduklarını bilmeliyiz.
Bu yazıyı kaleme alırken, Haydo’nun zurnasından "Va çi gundê di kortê da" şarkısını çaldığını duyar gibi oldum.
(1) Kutluhan’ın kesin imar tarihi bilinmemektedir. Cami olarak inşa edildiği mihrabından anlaşılmaktadır. Yanında yatırların olduğu söylenen bir mezar vardır ve çevresinde oldukça eski bir mezarlık bulunmaktadır. Efsaneye göre, yatırların yanına bir cami inşa edilir. Üstü kapatılır ancak iş tamamlandığında caminin üstü kendiliğinden açılır. Caminin üstünü örtme işi üç kez yapılır, fakat her seferinde aynı sonuç ortaya çıkar. Yatırların buna izin vermediği söylenir. Çevre halkı, kötülüklerden korunmak, mutluluk, huzur, ölülerin anılması, sağlık, çocuk sahibi olma, başarı ve Hıdrellez gibi durumlar için burayı ziyaret eder ve kurban keserler.
Bu yazı, Bîrnebûn dergisinin birinci sayısında yayımlanmıştır. 1997, 64-65.